RÖPORTAJ:SEMRA ABİK-İNCİ YILMAZTÜRK

Adana'da  markalaşmış adıyla 4. şubesini Gürselpaşa'da açan ünlülerin kuaförü Erdem Yazdağ,  24 yıldır süre gelen sihir değil sanat, hayal değil gerçek sloganıyla Adanalı kadınların güzelliğine güzellik katıyor, yüzlerini güldürmeyi başarıyor.

YETENEĞİMLE BÜYÜDÜM

Erdem Yazdağ ile Uğur Mumcu Caddesindeki muhteşem işyerinde görüştük. Mesleğe kimin sayesinde ve nasıl başladığını sorduk. Erdem Yazdağ adını nasıl büyüttüğünü sorduk. “Beni mesleğe dayım yönlendirdi, ama, yeteneğim varmış, O’nu geliştirerek büyüdüm” dedi. Kendisiyle A’dan Z’ye sohbet ettik. Biz sorduk, O yanıtladı:

 

Toros:Kendinizden bahseder misiniz?

Erdem Yazdağ:1977 Adana doğumluyum burada doğup büyüdüm. 1993 yılından beri 24 yıldır bu mesleği icra ediyorum. İşimi çok seven, işine bağlı biriyim.

 

Toros: Kuaförlük mesleğine merakınız nereden kaynaklanıyor?

Erdem Yazdağ: İnsanlar küçükken çıraklık yaparak yetişirlerdi. Benim de  18 yaşındayken yurt dışından gelen Amcamın elimden tutup “Hadi bakalım sen kuaför ol’ demesiyle başladı hayat serüvenim. Öncesinde 2 yıl erkek berberliği yaptım. Usta olduktan sonra da erkek berberliğini sevmemeye başladım ve vazgeçtim. Küçükken annemin bir bayan arkadaşı geliyordu bizim eve annemin saçını boyamak için, biraz vesile oldu diyebilirim. Hem de dayım  yakın arkadaşının bayan kuaför dükkanına çalışmam için  yönlendirmişti. Mutlaka birileri sebep olur ve elinizden tutup götürürler. Öyle başladım.

 

Toros: Bayan kuaförlüğüne ne zaman başladınız?

Erdem Yazdağ: 2000 yılında, Uğur Mumcu bulvarında 6 koltukla başladığımız ilk iş yerimizi açtık. Daha sonrasında kazancımızı arttırmak adına sürekli yatırımlar yaparak  bugünlere geldik.

 

Toros: Marka haline gelmeye ve büyümeye kaç yılında başladınız?

Erdem Yazdağ: Şubeleşmek adına ve yanımızda yetişen iş arkadaşlarımızla yıllarca birlikte çalışıp bu sektörde hizmet verdik ve birlikte kazandık. İnsanlar bu zamanda kendi başına imkanlar dahilinde bir iş yeri açması çok zor biliyorsunuz. Yanımızda çalışıp yetişen çalışma arkadaşlarımızın iş yeri açmaları gerekiyordu mesleklerini ve öğrendiklerini uygulamak adına. Bende bir büyükleri, iş arkadaşları olarak çalışma arkadaşlarıma destek oluyorum, bu şekilde maddi manevi olarak iş yeri açmaları için büyük gayret gösterdik iş yerlerini açtık. Bunun sonucunda da Uğur Mumcu bulvarı, Türkmenbaşı bulvarı, Ziyapaşa Pandora sokak ve son olarak  Gürselpaşa şubemizi Türkmenbaşı’nda açtık.

 

 

Toros: Misyonunuz nedir?

Erdem Yazdağ: Her zaman için bizim yaptığımız bir tek şey var kendi mesleğimizde biz sanatçıyız, sanatkarız, insanlara gerçekten olabilecek şeyleri yapıyoruz. Burası bir ticarethane değil. Burası bir güzellik merkezi de değil. Burası insanların kendilerini  güvende, mutlu hissedebilecekleri bir alandır. Çünkü saç kadının aksesuarıdır,  kendilerinin en iyi tamamlayıcı bir unsurudur. Ben ve ekibim olarak bizim tek misyonumuz var, insanları nasıl mutlu edebiliriz. Günlük yaşantımızda Adana ortamında kadınları biraz daha modernleştirme,

dış  görünümlerini  tamamlayıcı parçalarını bir bütün olarak iyileştirip aktifleştirme. Çalışan insanları gittikleri iş, arkadaş, aile ortamlarında modernize edip hoş görünmelerini sağlamaktır.

 

Toros: Müşteri memnuniyeti sizin için ne kadar önemli, hangi istek ve doğrultulara göre hareket ediyorsunuz?

Erdem Yazdağ: Bizde müşteri memnuniyeti en önemli faktör. Çünkü insanlar her geçen gün değişiyorlar, her geçen gün beklentileri artıyor. Eskiden gelirdi kuaföre derdi ki saçlarımda değişiklik yapmak istiyorum ne tavsiye  edersin? Ben tavsiye ederdim,  dergilerden bakıp o modele göre bir şey yapardım. Fakat şimdi insanlar telefonlarında kayıtlı resimlerle geliyorlar. Bu zamanda sadece resimlere  bakarak olmuyor kuaför sanatı. Çalışan kadınlar ya da ev hanımları  öğrenciler olsun. Bugün saç boyama işlemleri 15 Tl olmuş. Bizim salonumuzda  18 yaşın altındaki genç kızlara boyama işlemi yapmıyoruz bu bizim prensibimizdir. Nitekim şöyle boyuyoruz, farklı bir yerde boyama işlemi yaptırmıştır. Saçları bozulmuştur. Gelir biz onu düzeltmek için kendi ana rengine çevirmek  ve doğallaştırma yolunda ilerleriz. 18 yaş altı geç kızlarımız gelerek  balyaj ya da ombre istiyorum dedikleri zaman koşulsuz şartsız  boyama işlemi yapmıyoruz.

 

Toros: Farklı ülkelere giderek uygulama ve seminerlere katılıyorsunuz, bu Adanalı kadınlarının hayallerini aradığınız ve gerçekleştirdiğiniz anlamına mı geliyor?

Erdem Yazdağ: Bizim var olan belirli bir sanatımız var yani uygulama yaparken tüm teknik destekleri biliyoruz yıllardan beri bu işi yaptığımız için ve sürekli olarak kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Yurt dışı seyahatlerimizin çoğunluğu genelde yeni cıkmış ürünler ve tam uygulamaları, yurt dışındaki kuaförler neler yapıyorlar, biz  Avrupa, Amerika'da ki

Japonya'da ki kuaförler gibi olamayız  hiçbir zaman. Çünkü  orada sistem oturmuştur artık belli teknik ve kalıplar üzerine gidiyorlar fakat bizim ülkemizde kesinlikle bu sistem olmaz. Bizim ülkemizde insanlar sabah uyanıyorlar kuaföre gitmek istiyorlar ve aklından ne geçiriyorsa onu yaptırmak istiyorlar. Ama bize bu şekilde gelen müşteriler geri döner günde ortalama 7-8 müşteriyi geri çeviriyorum olmayacaksa hiç yapmıyorum müşterinin her istediğine evet demiyoruz. Biz salonlarımızda   saçın sağlığına zarar verecek  bazı işlemleri yapmıyoruz. Oturup  düşünerek iş arkadaşlarımızla konuşup birlikte saça dokunarak yapıyoruz.

 

Toros: Ekip çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Erdem Yazdağ:  Biz  müşterilerimizle aile gibiyiz ve her zaman iş odaklı çalışırız. Her bir salonumuzun başında salon yöneticilerimiz var. Sürekli bir araya gelip toplantı yaparak neler yapabileceğimizi konuşuyoruz, iyi bir şeyler yaptığımız zaman kendi aramızda paylaşıyoruz.  Salonlarımızda  yöneticilerimiz dışındaki çalışan arkadaşlarımız var.  Herkesin kendini daha yetenekli,  heyecanlı gördükleri bir iş bölümü var. Saç kesiminde kendini heyecanlı gören sürekli saç kesiyor, boya konusunda kendini geliştirmiş iyi yapabilen saç boyama işlemi yapıyor. Bu bir ekip işi bayan çalışan arkadaşlarımız makyaj, manikür-pedikür alanında kendilerini sürekli geliştiriyorlar. Adana'da MAC kozmetik mağazası var sürekli ayda bir bütün ekibimiz zaman ayırıp oraya giderek eğitim alıyorlar. Ürünleri birbirleri üzerinde ya da mankenler üzerinde işlem yaparak öğreniyorlar. Hem salonlarımızın ihtiyaçlarını karşılıyoruz hem de uygulama yaparken ürünleri nasıl kullanacağımızı öğreniyoruz. Saç bölümünde ise aynı şekilde  Loreal ve Wella  firmasıyla çalışıyoruz bunların teknik danışmanları var Adana'da her ayın bir haftasında mutlaka salonlarımızda bulunuyorlar ve bizim ürünlerimizi prosedüre uygun nasıl uyguladığımızı gözlemliyorlar. Sonuçta bizler kimya okumamış kimyagerleriz. Elimizin altındaki malzemeler kimyasallar farklı reaksiyonlar gösterebiliyor saçlarınız yıpranabiliyor. Daha önce bozulan saçı düzeltme sansımızda var daha fazla yıpratma sansımız da. Bunun bir garantisi yok olmayacaksa bunu belirtiyoruz. Benim ekibimde aynı mantıkta. Bizim için saçın renginden biçiminden önce saçın sağlığı önemlidir. Biz olaya ticari olarak bakmıyoruz. Ben öncelikle insanlara şu soruyu sorarım saçınızın rengi mi  sağlığı mı? Hangisi daha önemli  sizin için. Saçlar eğer sağlıklıysa renk kendini gösterir.

 

Toros:Kaç şubeniz var?

Erdem Yazdağ: Erdem Yazdağ olarak toplamda 4 şubemiz var. Uğur Mumcu bulvarı, Türkmenbaşı bulvarı, Ziyapaşa Pandora sokak ve yeni açtığımız  Gürselpaşa şubelerimizle  hizmetinizdeyiz.

 

 

Toros: Eğitim dönemlerinizde hangi aşamalardan geçtiniz?

Erdem Yazdağ: İlk yetişme dönemlerimizde ustalarımızdan öğrendik daha sonra kendi iş yerimizi açtıktan sonra düzenli olarak Loreal'in Wella'nın akademisinde eğitimlerinde  bulunurduk. Alt yapıdan gelen arkadaşları düzenli olarak  eğitimlere gönderiyoruz. Yurt dışında ve  içinde İstanbul Ankara  olmak üzere her bir salondan iki kişiyi düzenli olarak eğitimlere gönderiyoruz.

 

Toros: Meslek hayatınız boyunca karşılaştığınız zorluklar neler oldu?

Erdem Yazdağ: Her işin kendine göre bir zorluğu vardır, fakat konu bayanlar olunca bu iş biraz daha zorlaşır . Günümüzde artık insanların psikolojisi her zaman kılık kıyafetine, çevresindekilerle iletişimine  yansır. Müşterilerin bizden talepleri beklentilerine de yansıyor. Doğal olarak bu tarz şeyler olduğu sürece zorlandığımız anlar oluyor. Fakat bizim için zor diye bir şey yok. Zor olan konularda tecrübemizi, sanatımızı uygulama sistemlerimizi detaylı  bilip uygulayabildiğimiz için teknik bazda zorlandığımız bir durum yok. En çok ne istediğini bilmeyen kadınlar zordur. Bunları da oturup sohbet edip, gerekli açıklamalar yaptıktan sonra ortak bir yön bulup çözüyoruz. Tabii ki onlar da bizim profesyonelliğimize güvenerek, daha önceden bizim yaptığımız işi bilip ya da yakınlarından aldıkları referanslarla geldikleri zaman çok rahatlıkla çözüyoruz.

 

Toros: Sizce başarılı bir kuaför olabilmek için ne gereklidir?

Erdem Yazdağ: Bu meslek bir zanaattır. Bir insanın içinden gelmesi  sevmesi lazım  bu mesleği icra edebilmesi için. Herkes kuaför olabilir, işletmeci olabilir, herkes esnaf olamaz. En basta ahlak çok önemli. Her konuda kendini geliştirmek zorunda. Bizim mesleğimizde başarılı olabilmenin ana temeli, gerçekten özverili ve yoğun çalışmaktan geçiyor. Müşterilere karşı dürüst olmak gerekiyor. Para kazanmak değil de  geleceğe yönelik bakmak gerekir. Karşınızdaki kişiye koşulsuz şartsız o güveni vermek zorundasınız.

 

Toros: İnsanlar hangi saç modellerini tercih ediyorlar?

Erdem Yazdağ: Günümüzde artık bu seçimleri sosyal medya belirliyor. Şuan da hala modası devam eden ombre var, balyaj var. Biz bu uygulamaları yıllardan beri yapıyoruz fakat bu sosyal medyanın gelişmesinden sonra bunların ismi değişti. Şimdi yeni trendler var: bir saç kaynak biçimi olan mikro kaynak. Ne kadar sağlıklı diye soracak olursanız, ben şahsen kendi salonlarımda yaptırmıyorum. Kaynak uygulamalarına çok girmek istemiyorum. Daha çok günlük hayatlarında rahat kullanabilecekleri ve haricinde kullanabilecekleri saç modellerinden yanayım. Özel gün ve gecelerde zaten çıt çıt ve ekstra ek saç uygulaması yaparak onları geceye  günün anlam ve önemine en uygun şekilde hazır hale getiriyoruz. Gereksiz uzunluktaki saçları ben kendi adıma arabesk buluyorum. Çalışan  iş kadınları, ev hanımlarının saçlarının kaynak olması gereksizdir, çünkü daha çok sahne şovu saçı olarak bir görünüm oluşturuyor, doğal bulmuyorum ve bu yüzden önermiyorum.

 

Toros: Herkesin ilham aldığı bir kişi ya da idolü var. Sizin önünde şapka çıkarttığınız bir isim var mı?

Erdem Yazdağ: Evet var. Adana'da bir  ağbimiz üstadımız kuaför Mahmut Kozan. Bizim kuaförlük mesleğimizin Adana'da ki öncülerinden biridir. Bizler bugün kuaförler olarak Adana'daki insanlardan saygınlık görüyorsak bunun altında yatan sebeptir, Mahmut Kozan. Hala sanatını yapmaktadır, bizler herhalde hiçbir zaman ona erişemeyiz diye düşünüyorum. O bir idoldür. Adana'da marka değerini yitirmemiş, yanındaki çalışanına gerçek anlamda öğretide bulunmuş kuaför sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. İstanbul'da beğendiğim Metin Bahçecik, işini çok iyi yapan biridir. Ankara'da gördüğüm beğendim,  Red & White kuaförü var.

 

Toros: İlginç bir anınızı anlatır mısınız?

Erdem Yazdağ: İlginç anılarımız... Hımm.. Güzel soru. Aslında her günümüz ilginçliklerle dolu, şuan da bile bu röportajı yapmamız bile bana ilginç geliyor. ( Sesli güldük) Var olduğumuz toplumda her şey ilginçliklerle dolu, bunu tek bir başlıkta sınıflandırmıyorum.

 

Toros: Mesleğinizin size kattığı kazanımlar nelerdir?

Erdem Yazdağ: Tabiî ki yaşam standartlarımızı ve bir çok sahip olduğumuz  değerlerimizi bu mesleğime borçluyum. En çok beni mutlu eden kazanımını soracak olursanız Adana gibi şehirde marka olabilmek. Adana’da marka olup devam ettirebilmek çok zordur. Her 2-3 yılda bir kuaför markası çıkıyor  ama kendini devam ettirme süreci 1 yıl sürüyor. Geldikleri konumu koruyamıyorlar, ekip olarak birlik ve beraberliklerini sürdüremiyorlar böyle olunca da sektörde kayboluyorlar.

 

Toros: Sizce Adana'da en iyisi siz misiniz?

Erdem Yazdağ: Hayır. En iyisi benim demem yanlış bir kelime olur. Benim için kuaförlük mesleğini yapan herkes eşittir. Her kuaförün kendine göre yaptığı iyi bir yönü, usta bakış açısının olduğu yönleri vardır. Herkesin mesleğine,  sanatına saygım sonsuzdur. Sadece sevdiğim bir durum var, oda  meslektaşlarımızın bir hanımefendinin kuaförden istediği her şeyi yapmasıdır. Olmayacak duaya amin demesidir. Adana'da şuanda takdirde bulunduğum, kendi çizgilerinde devam eden kuaförler var. Bu da parmak sayısını geçmez.

 

Toros: Ünlü bir şahsın saç modelini beğenip, aynısını yaptırmak isteyen müşterilerinize ne önerip, nasıl bir uygulama yaparsınız?

Erdem Yazdağ: Öncelikle biz kendisine, kendi hayatından yaşam biçiminden bahsediyoruz. Ne sıklıkta makyaj yapar; ne sıklıkta saçlarına fön çektiriyor,  kişinin yaptığı işe, saçının yapısına, fiziki yapısına göre, takılarına, giyim tarzına  yönelik sorular sorarak analiz ettikten sonra uygulama yaparız. Loreal'la çalışırken bunun bir çok eğitimini aldık. Doğal olarakta  sürekli uygulama yaptığımız için, artık insanların üzerinde hangi uygulamaların yapılıp yapılmayacağını görebiliyoruz. Genelde işlem yaparken ben ve ekibim  günlük yaşamlarında kullanabilecekleri  modeller  tercih ediyoruz. Kuaförden çıktıkları halleri gibi değil, daha sonrasında evde saçlarını yıkadıkları zaman, bir sürprizle karşılaşmayacakları modellerle uğraşıyoruz ve bu tarzda yönlendirmeye çalışıyoruz. Sonuç olarak müşterinin her istediğini yapmıyoruz.

 

Toros: Müsteri memnuniyeti mi?  Çokça sayıda müşteri mi?

Erdem Yazdağ: Çok müşteri demek, çok iyi iş değildir. Bizim için önemli olan yaptığımız uygulamalardan sonra buradan mutlu ayrılmalarıdır. Kendilerini iyi hissetmeleridir.

 

Toros: Adanalıların sizin hakkınızdaki genel yorumları neler oluyor?

Erdem Yazdağ: Her zaman iyi yorumlar olacak diye bir şey yok, mutlaka zaman zaman istediği gibi olmadığını düşünenler var. Mutsuz olup saçlarına zarar verildiğini düşünüyorlar, fakat bunlar her meslekte olabilecek düşünceler. Genel olarak çevreden aldığımız yorumlar, marka adımız altında yapılan işlerin iyi yönde olduğu, dışarıdan bakıldığında bizim ekip olarak yaptığımız işlerin beğenilip takdir edilmesi, bizi gerçekten çok mutlu ediyor ve motive ediyor.

 

Toros: Kadınları ikna etmek zordur. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Erdem Yazdağ: Son zamanlar da çok karşılaştığımız bir durum var. Bize gelen müşteriler ben bir değişiklik istiyorum, siz olsaydınız ne yapardınız? diye soru yöneltip bize bırakıyorlar. Bizlerde uygun olan işlemleri saçın dokusuna, var olduğu ana rengine, alt yapısındaki saçında neler var diye kontrol ettikten sonra, işlem yapmaya başlıyoruz. Bizi şuanda olduğumuz noktaya taşıyan ve hala koruduğumuz, markalaşmamızı sağlayan en mutlu eden niteliğimiz güvendir. Çünkü hiç bir zaman çalıştığım salonlarımda sıradan malzemeler almadım. Asla.

 

Toros: Başarınızın sırrı ve isminizin bu çapta büyümesinin sırrı nedir?

Erdem Yazdağ: Salonlarımıza yatırım yapıyoruz müşterilerimize sürekli güncel olan bakımları yaptırıyoruz . Salonlarımızda insanların rahat etmeleri için dekorasyon değişiklikleri yapıyoruz. Kullanılan malzemelerimiz şu anda Türkiye şartlarındaki kullanılabilecek en iyi malzemelerdir.

 

Toros: Adanalı kadınlara göre kuaförlük saygın bir meslek mi, hangi gözle bakıyorlar?

Erdem Yazdağ: Tartışılır bir konu... İşten anlayanlar için evet, anlamayanlar için hayır. Çünkü gezgeç müşteriler var. Bu dönemde bir hanımefendinin beş tane kuaförü var her kuaföre girebiliyor. Bunu hanımların saçlarına baktığın zaman anlayabiliyoruz. Sabit  bir kuaföre sahipse ve düzenli olarak işlem yapıyorsa; o kişinin saçları hem sağlıklıdır hem parlaktır. Bence bir kadın kuaföre gittiği zaman  saçlarına hangi işlemlerin yapıldığını, hangi marka boyaları kullanıldığını, nasıl bir bakım yapıldığını , yaptırdığı bakımın saçlarında nasıl bir etki oluşturduğunu kesinlikle bilmesi gerekiyor. Bir resim getirip aynısını yaptırmak istiyorlar. Saçın alt yapısına baktığımız zaman uygun değil, işlem yapılamaz ama genelde meslektaşlarımız oturtturup yapıyorlar. Sonrada gelip bize düzelttiriyorlar. Yani biz  artık % 30 tamircilik  işlemi yapıyoruz. Bunu yapmamız bile bizim marka değerimizi arttırıyor. Meslektaşlarımla her sohbet ettiğimizde şunu belirtiyorum: ‘Olması gereken şeyi yapmalıyız, olmaması gereken şeyi değil’.

 

Toros:Kendi hikayenize manşet atmanız gerekirse ne söylerdiniz?

Erdem Yazdağ: Sihir değil sanat, hayal değil gerçek.

  • Etiket: